 |
Tarihten bugüne, tutkunu olduğumuz ayakkabıların dönüşümü |
‘Bir kadın için önemli olan rahatlık değil, şıklıktır’ sözünü sıkça duyarız. Yanlış bir tarafı da yoktur bu sözün… Örneğin, bir gece elbisesi seçerken ilk baktığımız nokta; rahat olup olmadığımız değil, üzerimizde nasıl durduğu, bize yakışıp yakışmadığı ve güzel görünüp görünmediğimizdir. Peki, bu sözün altında bizi en çok zorlayan ve adeta bir şıklık yarışına girdiğimiz ürün hangisidir? Şüphesiz, bir çoğumuzun cevabı aynı olacak ve ayakkabı seçeneği en çok talebi görecektir. Giydiğimiz bir elbisenin, en büyük tamamlayıcısı olan ayakkabılarımız bizim için muazzam bir önem taşır. Evden topuklularımızla havalı bir şekilde çıkarken, gecenin sonunda ayaklarımızın ne hale geleceğini düşünmeyiz bile. Tam da bu noktada, çoğu kadının ilgisini çekeceğini düşündüğüm olağanüstü bir sergiden söz etmek istiyorum.
 |
Kategori Kategori Ayakkabı Keyfi |
 |
El işçiliğinin değeri pahabiçilemez |
Londra’da, Victoria and Albert Müzesi’nde sergilenen ‘Shoes: Pain and Pleasure’ sergisi, ayakkabıların tarihsel gelişimini anlattığı gibi, tercihte bulunurken, ikileminde kaldığımız ‘acı ve zevk’ faktörlerine de dikkat çekiyor. 250’den fazla ayakkabının sergilendiği bu etkinliğin hazırlanması tam beş sene sürmüş. Serginin küratörü Helen Perssan; işin en zor tarafının seçim yapmak olduğunu belirtiyor. E kolay değil… Düşünsenize; iki bin yıl öncesinden bu yana tasarlanmış ve dünyanın dört bir tarafından toplanmış, sayısı 3000’nin üzerinde olan ayakkabı içerisinden, yalnızca bir kaç yüz tanesini seçme şansınız bulunuyor.
 |
Dikkat çekici bir model |
Sergiyi ziyaret edenler, herkesin en az bir kere görmesi gerektiğini söylüyorlar. Değişik kategoriler altında toplanan ayakkabılar arasında, Mısır uygarlığından kalmış altın yapraklarla dekore edilmiş sandaletten tutun, Vivienne Westwood tasarımı, ünlü platform topuklu ayakkabılara kadar her türlü tasarım mevcut. Anlayacağınız, bu sergi hem ayakkabı tutkumuzu gözler önüne seriyor, hem de bizi tarihsel ve kültürel bir yolculuğa çıkarıyor. Manolo Blahnik, Christian Louboutin, Jimmy Choo gibi bugün hepimizin hayranı olduğu ayakkabı tasarımcılarının yanı sıra; Marilyn Monroe, Audrey Hepburn ve Kraliçe Viktorya gibi ünlü isimlerin bir zamanlar giydiği ayakkabılarla da karşılaşmanız mümkün.
 |
Giymek biraz imkansız gibi ama güzelliğine diyecek yok |
 |
Size de çok tanıdık bir masalı hatırlatmadı mı? |
Henüz ben de gitmedim. Ama 31 Ocak 2016’ya kadar, Londra’da Victoria and Albert Müzesi’nde sergilenecek olan bu ayakkabılar diyarına bir yolculuk yapmayı düşünüyorum. Vaktiniz ve şansınız olursa siz de ziyaret ederek, tutkunuzun sergisini zevkle gezebilirsiniz.
 |
Klasikten moderne bütün tasarımların buluşma noktası |